Son yıllarda çocuklarda tekrar eden davranışlar ve kontrol etme alışkanlıkları giderek daha fazla gözlemleniyor. Bu durum çoğu zaman büyüme süreciyle ilişkilendirilse de uzmanlara göre belirli sınırları aşıyorsa obsesif kompulsif bozukluk (OKB) olarak tanımlanabiliyor.
Cemil Taşcıoğlu Şehir Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Bilge Çınar, OKB’yi “kişinin isteği dışında gelen, rahatsızlık yaratan düşüncelerin (obsesyon) ve bu rahatsızlığı azaltmak için yapılan yineleyici davranışların (kompülsiyon) bir araya geldiği ruhsal bozukluk” olarak tanımlıyor.
“Bazı çocuklar ellerini yıkamadan rahat edemez, bazıları eşyaları belirli düzende tutmak ister. Bu davranışlar kaygıdan beslenir ve kontrol edilmediğinde döngü haline gelir.”
Giderek yaygınlaşıyor
Amerikan Psikiyatri Birliği verilerine göre OKB, toplumda her 100 kişiden 2 ila 3’ünü etkiliyor. Ancak çocukluk çağında çoğu vakanın fark edilmediği, bu nedenle teşhisin geciktiği belirtiliyor.
Uzmanlara göre çocuklar, yaşadıkları sıkıntıyı genellikle “ayıplanırım” ya da “komik bulunurum” korkusuyla gizliyor. Bu da hastalığın sessiz ilerlemesine neden oluyor.
Çınar, bu durumu şöyle açıklıyor:
“Çocuk kapıyı kapattığını bilir ama emin olamaz. Tekrar kontrol eder ya da başkasına sorar. Bu, obsesyonun yarattığı kaygıyı yatıştırma girişimidir. Zamanla bu davranış kalıcı hale gelir.”
Neden çocuklarda görülüyor?
Uzmanlar, çocuklukta görülen OKB’nin ortaya çıkmasında hem genetik hem de çevresel faktörlerin etkili olduğunu belirtiyor.
Bilge Çınar’a göre, anne-baba ya da yakın çevrede benzer davranışlar gözlemleniyorsa çocuk bu kalıpları öğrenebiliyor.
Ayrıca travmatik yaşam olayları, aile içi stres, okul baskısı ve performans kaygısı da hastalığın ortaya çıkmasında etkili olabiliyor.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Aileler, çocuklarında aşağıdaki belirtileri gözlemliyorsa vakit kaybetmeden bir uzmana danışmalı:
Aşırı el yıkama, temizlik veya mikrop korkusu,
Belirli sayma, sıralama ya da kontrol etme ritüelleri,
Sürekli aynı düşünce ya da kaygıya takılma,
Günlük yaşamı aksatan tekrar eden davranışlar.
Çınar, “OKB tedavi edilmezse ergenlikte ve yetişkinlikte daha dirençli hale gelir. Erken müdahale, hastalığın seyrini değiştirir.” uyarısında bulunuyor.
Tedavi mümkün mü?
OKB, doğru tedaviyle kontrol altına alınabilen bir rahatsızlık. Uzmanlar, tedavide ilaç ve bilişsel davranışçı terapi (BDT) yöntemlerinin etkili olduğunu belirtiyor.
Ancak tedavinin başarısı için en kritik faktör, çocuğun ailesinden gördüğü destekleyici tutum.
“Bu bir karakter meselesi değil, bir hastalık. Çocuklar bu davranışları isteyerek yapmaz. Aileler yargılamak yerine anlayış göstermeli, süreci uzman rehberliğinde yürütmelidir.”