Türkiye’de 18 milyondan fazla öğrenci yeni eğitim-öğretim yılı için ders başı yaptı. Bu çocukların arasında milyonlarcası ise ilk kez okul sıralarına oturdu. Hayatlarında yeni bir döneme adım atan çocuklar için bu süreç; heyecan, merak ve kaygının iç içe geçtiği özel bir dönem. Ancak uzmanlara göre, yalnızca çocuklar değil ebeveynler de bu süreçten yoğun şekilde etkileniyor.
Vedalaşmalar Kritik Nokta
Özellikle annelerin sabah vedalaşmalarındaki tutumu, çocuğun gün boyu yaşayacağı duyguları doğrudan etkiliyor. Eğitim psikologları, çocuğun kaygısını artıran en önemli etkenin ebeveynin duygu aktarımı olduğunu belirtiyor. Eğer anne veya baba çocuğundan ayrılırken yoğun bir kaygı yaşıyor ve bunu gösteriyorsa, çocuk da aynı duyguyu daha güçlü biçimde hissetmeye başlıyor.
Kaygı Nasıl Bulaşıyor?
Psikologlara göre kaygı, tıpkı gülümseme gibi bulaşıcı bir duygu. Çocuklar ebeveynlerinin yüz ifadelerini, ses tonunu ve davranışlarını çok hızlı bir şekilde taklit ediyor. Bu nedenle ilk günlerde ailelerin mümkün olduğunca sakin, güven veren ve destekleyici bir tavır sergilemeleri öneriliyor.
Uzmanlardan Öneriler
Kısa vedalaşmalar yapın: Uzatılan ayrılık sahneleri, çocuğun kaygısını artırır.
Olumlu mesajlar verin: “Seninle gurur duyuyorum” ya da “Okulda çok şey öğreneceksin” gibi güven verici cümleler çocuğu rahatlatır.
Rutine sadık kalın: Düzenli uyku, beslenme ve oyun saatleri çocuğun adaptasyonunu kolaylaştırır.
Öğretmenle iletişim kurun: Çocuğun okul ortamındaki duygusal durumu hakkında öğretmenle işbirliği yapmak önemlidir.