Moda Olanlar Genel Modanın Bohem Prensesi Özlem Süer ile Lezzetli Kumaşların Konuştuğu Tarzlar

Modanın Bohem Prensesi Özlem Süer ile Lezzetli Kumaşların Konuştuğu Tarzlar

Nişantaşı’nda, 1800’lü yıllarda inşa edilmiş bir İstanbul konağında bulunan Özlem Süer, moda tasarımcısı kimliğiyle sektördeki 35 yıllık tecrübesini konuşturuyor. İç mekanda renk renk askılarda sergilenen bine yakın elbise, ceket, pantolon ve gelinlik gibi kıyafetler, onun tasarımlarının yaşam bulmuş hallerini yansıtıyor. Süer, "O askılarda hep benim için yaşayan kadınlar var," diyerek, kıyafetlerin ruhunu vurguluyor. Bu derin tutku, tasarımlarına olan yaklaşımını şekillendiriyor.

Çocukluk Dönemi ve Kumaşlara Olan İlgi

1968 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Özlem Süer, anne babasının iki çocuğundan en küçüğü olarak büyüyüp, çocukluğunda Kadıköy'ün yeşil sokaklarında oyun oynayarak geçirdi. Küçük yaşlardan itibaren kumaşlara olan ilgisi dikkat çekiyor. Oyuncak bebekleri yerine ipek, kadife ve saten gibi kumaşlarla uyumayı tercih eden Süer, "Elimde büyüteçle bütün kumaşları inceler, analiz ederdim," diyerek, bu tutkusunun ne denli derin olduğunu ifade ediyor.

Eğitim ve Tasarım Kariyeri

Olgunlaştırma Enstitüsü mezunu annesinin etkisiyle kumaş alışverişlerinde yer alan Süer, Marmara Üniversitesi Tekstil ve Moda Tasarımı Bölümü'nde eğitim aldı. Öğrencilik yıllarında Kom mayolarına desen, Vakko’ya ise eşarp tasarımı yaparak mesleki deneyim kazandı. 1990’ların başında moda dünyası genç yaratıcıları keşfetmeye başladığında, Süer de bu fırsattan yararlanarak Almanya’daki bir fuarda etkinlik düzenledi. Bu dönemde tasarımcı kimliğiyle tanınmaya başladı ve kendi markasını kurma yolunda önemli adımlar attı.

Türk Kadınının Tarzı ve Moda Anlayışı

Özlem Süer, Türk kadınının stilini "çok şık, gizemli ve derin hisleri olan" olarak tanımlıyor. İyi giyinmenin "ortama ve bedene uygun" olmasının önemine vurgu yaparak, "Herkese yakışan bir kırmızı tonu vardır," diyor. Kıyafetlerin kişisel bir ifade biçimi olduğunu belirten Süer, tarzın sadece moda değil, aynı zamanda ruhsal bir yansımayı da içerdiğini ifade ediyor. Özellikle, geçmiş dönemlerin modasına yönelik bir ilginin ruhsal çeşitlilik sağladığını düşünüyor.

Moda ve Yerelleşme

Özlem Süer, moda kavramını sosyolojik bir olgu olarak değerlendirmekte. Moda, iklim değişiklikleri, savaşlar ve göçler gibi birçok faktörden etkileniyor. Globalleşme ile birlikte ortaya çıkan eşitsizliklere tepki olarak yerelleşmeye dönüşüm sürecine tanıklık ettiklerini ifade ediyor. Bu bağlamda, insanların köklerine ve kültürlerine daha fazla bağlandığını, stilin de bu bağlamda kişisel bir enstrüman haline geldiğini vurguluyor.

Gelinlik Tasarımı ve Renk Tercihleri

Gelinlik tasarımı konusunda da derin bir tutkuya sahip olan Süer, "Her gelinliğin bir gelini vardır," diyerek gelinlerin değişen ruh hallerine dikkat çekiyor. Dünya Renk ve Konsept Birliği'nin Türkiye delegelerinden biri olan Süer, bu yılın rengi olarak bitter kahveyi öne çıkarıyor. Gri melanjın ise her renkle uyum sağladığını belirtiyor. Siyahın her zaman başyapıt olduğunu ifade eden tasarımcı, moda dünyasında renklerin önemine dikkat çekiyor.

Stil İkonları ve Kumaş Kaynakları

Günümüzdeki stil ikonları arasında Audrey Hepburn’ün zarafetini, Cate Blanchett’in teatral havasını ve Julianne Moore’un zamansız feminenliğini örnek gösteriyor. Türkiye’nin kumaş konusunda büyük bir potansiyele sahip olduğunu söyleyen Özlem Süer, Denizli’den Çorlu’ya, Kapalıçarşı’dan Eminönü’ne kadar geniş bir coğrafyada kumaş toplayarak, bu zengin kültürü yaşatmaya çalıştığını ifade ediyor. Türkiye’nin dantel, denizci ve kutnu gibi birçok önemli kumaş türüne sahip olduğunu belirtiyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *