Annelik hamilelikle birlikte başlıyor

Bilimsel olarak incelendiğinde edebiyatçılar, şairler ve bilim insanları bu eşsiz sevgiyi ve gelişimini nasıl açıklıyor diye sizler için araştırdık. 

Tüm hayatını ve enerjisini çocuğun bakımı için harcayan anneler, bir başkası için yapmayı göze almayacakları şeyleri yapmaktan çekinmiyor.  Bebeği için uykusuz kalmayı bile göze alan anneler, çocuğu herhangi bir tehlike ile karşı karşıya kaldığında da bir pantere dönüşüyor. 

Bu nedenle bakıldığı zaman anne ve çocuk arasında oluşan bağ her zaman bilim insanları, edebiyatçılar ve şairleri büyülemiştir. Peki ama anne sevgisini oluşturan destekleyici fiziksel gelişimler neler?

Annelik sevgisini benzersiz kılan bilimsel özelliklere dikkat çeken psikologlar, aslında her şeyin hamilelikle birlikte başladığını vurguluyor. Kadınların gebelik döneminde yaşadığı hormonal değişimlerin, doğumdan sonra bebeğe bağlanıp onu korumaya hazırladığını işaret eden uzmanlar, sevgi ile bağlanma hormonu olarak bilinen oksitosinin hamilelikte arttığını kaydediyor. 

Oksitosin hormonuyla birlikte anne adayının bebeğine olan bağının henüz hamilelik döneminde kurulduğunu paylaşan uzmanlar,  anne adaylarında gözlemlenen bebekle konuşma, göbeği sevme ve ninni söyleme davranışlarının da bunu desteklediğini ifade ediyor. 

Oksitosin hormonu yanı sıra vücudun doğum sancılarının arttığı son evrede salgıladığı endorfin hormonunun ağrı kesici ve morfin gibi sakinleştirici bir etkisi olduğunu hatırlatan uzmanlar, bu sayede doğumun kolaylaştığını, çocuk dünyaya geldikten sonra yaşanan sancıların unutulduğunu dile getiriyor. Doğum sonrasındaki birkaç saat boyunca endorfin hormonunun vücutta yüksek olacağını hatırlatan uzmanlar, anne, doğumdan sonra bebeğini kucağına aldığında, ona dokunarak iletişim kurduğunda ve emzirmeye başladığında bağlanma ve sevgi hormonu olan oksitosin de yüksek seviyede salgılanarak vücudu dengede tuttuğunu hatırlatıyor.