Yeşillikler içinde bir rüya: Abant

Baharın gelmesiyle birlikte canlanan doğa, açmaya başlayan çiçekler ve yeşeren yapraklar bizleri gizliden gizliye tatile çağırıyor. Baharın davetkarlığının cazibesine dayanamayanlardansanız size ruhunuzu dinlendirecek ve işi gücü unutmanız sağlayacak özel bir yer tanıtacağız. 

Şehirden çok uzaklaşmayı göze alamıyor ancak orman ve göl manzarasını bir arada istiyorsanız çok uzağa gitmenize gerek yok. Bütün kışın yorgunluğunu atmak ve huzurlu saatler geçirmek için Abant, her mevsim olduğu gibi baharda da misafirlerine kucak açmış bekliyor.

ABANT’A NASIL GİDİLİR?
İstanbul’dan Abant’a gidecekseniz eğer en kısa yol ücretli olarak seyahat edebileceğiniz TEM otoyolu. Kaynaşlı yol ayrımından dönüp, Bolu Dağı’nı tırmandığınızda Abant sapağında bulacaksınız zaten kendinizi. 22 kilometrelik bir yol daha kat ettikten sonra Abant’ın güzellikleriyle buluşacaksınız. 

Abant’a gittiğiniz zaman Samatya ve Örencik yaylalarını ziyaret etmenizi öneriyoruz. Abant gölü kenarında yürüyüş yapıp, bol bol fotoğraf çekerseniz sizinle birlikte bu geziye gelmeyen dostlarınızı kıskandıracağınıza emin olabilirsiniz. 

Abant’ta büyük otellerin yanı sıra küçük pansiyonlarda mevcut. Fakat belirtmekte fayda var Abant turistlik açıdan dikkat çeken bir yer olduğundan dolayı gitmeden önce küçük bir araştırma yapıp, kalacağınız yeri ayarlamanızı öneriyoruz. Hem bütçenizi aşacak bir ücretle karşılaşmamak hem de açıkta kalmak istemiyorsanız dikkatli olmalısınız. 

Eğer günü birlik bir ziyaret yapmayı planlıyorsanız da Abant Gölü’nden Bolu tarafına doğru giderken size enfes alabalık sunacak restoranları sakın es geçmeyin.