Moda Olanlar MODA Dior'dan Spa Ritüellerine: Kestane Lükse İlham Oluyor

Dior'dan Spa Ritüellerine: Kestane Lükse İlham Oluyor

Paris'te geçen ay düzenlenen Dior kadın giyim defilesi, geleneksel davetiyelerin yerini alışılmadık bir uygulama ile aldı. Misafirlere, üzerinde kestaneler bulunan porselen tabaklar dağıtıldı. Moda dünyasında büyük bir şaşkınlık yaratan bu tercih, tasarımcı Jonathan Anderson tarafından "Bir şey geliyor… hem eski hem dayanıklı hem de iyi" şeklinde ifade edildi. Kestane, tarih boyunca Keltlerden Japonya'ya, İtalya'dan Kore'ye kadar birçok kültürde bilgelik, şans ve bereket sembolü olarak kabul edilmiştir.

Kestanenin Tarihsel Önemi

Günümüzde ise kestane, günlük yaşamda sıkça unuttuğumuz bir kış klasiği haline gelmişti. Ancak, bu durum hızla değişiyor. Kestane, dünya sahnesine yeniden güçlü bir dönüş yapıyor. Bir zamanlar sadece Anadolu'da değil, Amerika kıtasında da geniş kestane ormanları mevcuttu. 30 metreyi aşan boyları ve 5 metreye varan çapları ile bu ağaçlar, Maine'den Mississippi'ye kadar uzanan geniş bir ekosistemi besliyordu. Amerikalı kolonistler, bu ağaçları ev yapımında kullanıyor, kestane ununu ise tariflerinde önemli bir malzeme olarak değerlendiriyordu. Ancak, 1900'lerde ithal edilen süs ağaçları ile birlikte ortaya çıkan mantar hastalığı, kıtada kestane nüfusunu neredeyse sıfıra indirdi. Bu durum, yalnızca ağaçların değil, bir kültürün, ekonominin ve ekosistemin de çöküşüne yol açtı.

Kestanenin Günümüzdeki Popülaritesi

Günümüzde kestanenin geri dönüşü yalnızca gastronomik açıdan değil, aynı zamanda sistemik bir değişim olarak da değerlendirilmektedir. ABD'de kestane tarımı son beş yılda iki katına çıkmış olup, 2030 yılı itibarıyla bu rakamın dört katına çıkması beklenmektedir. Kestane modasının arkasında yalnızca şefler veya modacılar değil; çiftçiler, çevreciler ve sürdürülebilir tarım aktivistleri de bulunmaktadır.

Mutfaklarda Kestane Kullanımı

Kestane, Michelin yıldızlı restoranlardan otel barlarına kadar birçok mutfakta kendine yer bulmaya başladı. Öne çıkan örneklerden bazıları arasında Raffles Singapore Writers Bar'da sunulan "Spinoza's Toast", Brooklyn'deki Francie restoranında servis edilen Gruyère’li kestaneli farfalle ve San Francisco'daki Rich Table'da hazırlanan siyah trüf ve kestaneli agnolotti yer alıyor. Dolayısıyla, sokak kestanelerinin dönemi kapanırken, gastronomik kestane dönemi yeni bir boyut kazanmaktadır.

Spa Kültüründe Kestane

Bu nostalji sadece yemekle sınırlı kalmıyor; spa kültürü de kestaneyi keşfetmeye başladı. İtalya'nın Dolomitler bölgesindeki Lefay Resort & Spa, kestane çiçeğinden yapılan vücut peelingleri ve kestane çekirdeği özleri ile gerçekleştirilen anti-inflamatuvar bakımlarla dikkat çekiyor. Kestane modası sadece geçmişe bir özlem değil, aynı zamanda tarım sisteminde bir değişimin habercisidir. Monokültür mısır-soya tarlalarının yerini, ekolojik kestane koruları alabilir.

Dior'un bu konudaki mesajı ise oldukça açıktır: "Eskiyi değil, geleceği konuşuyoruz." Kestanenin dönüşü, yüzyıllık bir ekolojik felaketin ardından, yeni bir devrimin başlangıcını simgeliyor. Bu kış kestane tüketirken, sadece bir atıştırmalık yemiyor; aynı zamanda küresel bir dönüşümün parçası oluyorsunuz. Kestanenin yüzyıllık sessizliğini bozarak geri dönüşüne tanıklık etmek, belki de gerçekten Dior'un belirttiği gibi, "Bir şeyler geliyor… Hem kadim hem dayanıklı hem de iyi."

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *